Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorFidan, Yılmaz
dc.date.accessioned2021-11-09T20:04:19Z
dc.date.available2021-11-09T20:04:19Z
dc.date.issued2017
dc.identifier.issn1308-2140
dc.identifier.issn1308-2140
dc.identifier.urihttps://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpZM01qYzVPUT09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12440/5080
dc.description.abstractİslâm yargılama hukukunda ilk devirlerden bu yana şahitlik bir ispat vasıtası olarak daima önemini korumuştur. Bunu Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan konu etrafındaki bazı âyetler yanında Hz. Peygamber'in (sav)bazı uygulamaları şekillendirmiştir. Şahitliğin İslâm hukukunda fıkıh ilminin çeşitli mevzularında olduğu gibi dini ve vicdani bir tarafının da varlığı dikkatleri üzerine çekmektedir. Buna göre insanlar tarafından şahitliğin yerine getirilmesinde gönüllü denetim sistemi ile orijinal bir özelliğe sahip olduğu görülür. Ayrıca şahitlerin taşımaları gereken bazı evsafın bulunup bulunmadığının tesbiti yöntemleri ve bu konunun ele alınışı kaynaklarda tarihi bir gelişmenin varlığına işaret etmektedir. İslâm hukukçularının çoğunluğun kabulüne göre şahitlerin iyi hal sahibi oldukları tespit edilmelidir. Bu işleme, ta'dîl veyahut tezkiye adı da verilmektedir. Tanık beyanı sonrasında, şahitte adalet sıfatının tesbitine ilişkin bir soruşturma işlemi yapması, şahit hakkında zann-ı gâlib hasıl etmesi ve kararını ancak bundan sonra vermesi hâkimin kendisinden beklenmektedir. Bu yöndeki uygulamaların ilk zamanlardan itibaren gelişme kaydederek Hz. Ömer'in (ra)uygulamalarında ve daha sonra Hanefî imamlarından İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'in fetvalarında iyice teşekkül ettiği ve bu konuda kaynaklarda serpiştirilmiş vaziyette zengin bir bilginin bulunduğu gözlemlenir. Şahitlerin güvenilirliği hakkında başvurulan araştırma ve tezkiye usulünün Hanefî mezhebi, Şâfiî mezhebi, Hanbelî mezhebi ve Mâlikî mezhebi kaynaklarında tafsilatlı şekilde işlendiği ve zamanla da apayrı bir önem kazandığı görülür. Hanefîler genel mânada fetvaya şahitlerin hallerinin araştırılması yönündeki imâmeynin/Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed'in sözü edilen görüşünü kabul edip buna göre amel ettikleri ve yargıda işlettikleri gözlemlenir. Nihayet bunun Mecelle'de kanun haline getirildiği de bilinmektedir. Medeni Kanunun kabulü ile Türk hukukunda şahitlere yemin verdirilmesi usulü ile yetinilmiş ve şahit soruşturulması usulü ilga olunmuştur. Burada kanun önünde herkesin tanık sıfatını haiz olduğu ön kabulünden yola çıkılmış tezkiye usulü askıya alınmıştır. Buna sebep olarak belli zorluk ve sıkıntılar gerekçe olarak gösterilmiştir. Buna mukabil günümüzde şahitlerin soruşturulmasının gereği ve bundan olumlu neticeler alınabileceği gerçeği basit bir bakışla öngörülebilmektedir. Mahkemelerde yalancı şahitliklere dayalı kararlar verilmesinden böylece işin başında iken sakınmak mümkün gözükebilmektedir. İslâm hukukunda öz olarak denenmiş ve belli esaslara bağlanmış olan şahit soruşturulması usulü mevcuttur. Bilgisayar, internet ve yargı ağları gibi teknik iletişim araçlarından da yardım almak suretiyle mahkemelerin ve hâkimlerin görevleri muhakeme usulü açısından daha verimli hale getirilebilir. Bu konunun genel adaletin tahakkuk ettirilmesinde, mahkeme kararlarının doğru çıkmasında, yargı hatalarının asgariye indirilmesinde, kamu düzeninin tesisinde ve de toplumdaki bireyler arasında iyi ahlâkın hâkim olmasındaki katkılarından söz edilmektedir. Bireylerde vicdani kontrol ve ayrıca kamu denetimi sayesinde suç, ceza ve kabahat oranlarında istatistiksel açıdan düşüş de bu usulden beklenen katkılar arasında sayılmaktadır. Çünkü Müslümanlıkta din, inanç, ibadet, hukuk, yargı, ahlâk, fıkıh ve sosyal hayat bütünleşmiş şekilde vazife görürler.en_US
dc.description.abstractSince the earliest times in Islamic jurisprudence, witness has always maintained its importance as a means of proof. In addition to some verses around the subject in the Qur'an, it was shaped by some practices of the Prophet Muhammad (Peace be upon him). As in various positions of Islamic law, the existence of a religious and conscientious side of witnesses attracts attention. According to this, it is seen that the fulfillment of the witness by people has an original characteristic with the voluntary control system. Besides the determining methods of the presence of certain possessions that witnesses must cary and the handling of this issue in the sources points out an existence of historical developments. According to the acceptance of the majority of Islamic lawyers, witnesses should be found to have good morals. This process is also referred to as amendment or attestation. After the witness declaration, the judge himself is expected to make an inquiry regarding the determination of the title of justice, to produce prevailing presumption about the witness and make his decision only after that. The practices in this direction have progressed from the earliest times, in the practice of Second Chaliph Omar and later in the fatwas of Imam Abû Yûsuf and Imam Muhammad from Hanafî school of thought, and it is observed that there is a wealth of information scattered in the sources. It is seen that the investigation and attestation about the credibility of the witnesses is defended more detailed in the sources of Hanafî, Shâfiî, Hanbalî school of thoughts and Mâlikî sect and has gained a distinct importance in time. In general, the Hanafi's have observed the view of two imams/Abû Yûsuf and Imam Muhammad, and accept their mentioned view and operate it in the judiciary, when giving fatwa in the process of investigating the state of the witnesses. Finally this is also known by everybody that it is made law in Majallah. With the adoption of the Civil Code, Turkish law was satisfied with the oath of witnesses and the procedure of witness investigation was dismissed. Here by pre-acceptance idea that in front of the law everyone has the title of being witnesses, the way of attestation was suspended. As a reason, certain difficulties and complaints are cited as justifications. Wheras, the fact that the requirement of the investigation of witnesses today and the fact that positive results can be obtained can simply be predicted. It is therefore seen possible in courts to avoid making decisions based on false witness statements unknowingly and unintentionally and thus being cautious at the beginning of the work. There is a procedure of witness investigation which is tried out in Islamic law and is connected to certain principles. With the help of technical communication tools such as computer, internet and judicial networks, the tasks of courts and judges can be made more efficient in terms of reasoning. In Islam, religion, faith, worship, law, morality and human factor perform an integrated task. The role of this issue is great in attestation, in the realization of general justice, in the correctness of court decisions, in the reduction of judicial mistakes, in the establishment of public order, and in the well-being of good morals among individuals in society. A statistical decline occur willingly or unwillingly in the crime, punishment and misdemeanor rates in the society as a result of religious, moral and conscientious autocontrol in individual sense, and, as a result of fear of an investigation by the judge one day, in the public sense.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.relation.ispartofTurkish Studies (Elektronik)en_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subject[No Keywords]en_US
dc.titleYARGILAMADA ŞAHİTLİK VE AHLÂKen_US
dc.title.alternativeBEING WITNESS AND MORALITY IN JUDGMENTen_US
dc.typearticleen_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.departmentGümüşhane Üniversitesien_US
dc.identifier.volume12en_US
dc.identifier.issue20en_US
dc.identifier.startpage117en_US
dc.contributor.institutionauthorFidan, Yılmaz
dc.identifier.endpage136en_US


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster