Türkçede Kant Çevirileri: Terminolojik Problemlere Bazı Çözüm Önerileri
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2012Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Kültürlerarası diyalog ve etkileşim gereksiniminin daha önce hiç olmadığı kadar yoğun bir biçimde hissedildiği günümüzde, özellikle farklı kültürlerle kurulacak ilişkilerde sağlam temellere dayalı bir alımlamanın oluşması için dil bilincinin gelişmesi/geliştirilmesi vazgeçilmez önemdedir. Zira kuşatıcı olarak ele alındığında gerek bilimsel gerekse de genel anlamda kültürlerarası her alışveriş bir dil alışverişi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak yine de, farklı kültürlerin mensupları birbirlerini kendi dilleri üzerinden, bir kültür diğerini kendi dilinin içinde ve kendi dilinin sınırları çerçevesinde kavramaktadır. Bu kavrayış yerli yerince tesis edilemediği zaman ise, farklı kültürlerin birbirlerini anlaması, sağlıklı ve bütünlüklü olarak değerlendirmesi, giderek birbirlerinin bilimsel, sanatsal, kısaca tüm kültürel gelişmelerinden yararlanmalarının yaygınlık kazanması mümkün olmamakta, bu nedenle de bir yandan temelleri iyi atılmış bir diyalogun ve etkileşimin önü kesilmekte, diğer yandan farklı kültürel zenginliklerden oluşan insanlığın ortak mirasının paylaşılmasında kimi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bilindiği üzere, belirtilen türde bir alışverişin gerçekleşmesinde çeviri çalışmalarının önemi büyüktür. Dahası, tarih boyunca toplumların “aydınlanma” hareketleriyle çeviri etkinlikleri arasında son derece yakın bir ilişki olmuş, bir kültürde dilsel çalışmaların yoğunlaşması, o kültürdeki canlanmayı, bilimsel ve sanatsal üretimdeki artışı da beraberinde getirmiştir. Şimdi, ülkemizdeki felsefe çalışmaları açısından söz konusu olguya bakıldığında, son derece yoğun bir çeviri etkinliğinin yaşandığı, ancak bir çevirinin zeminini oluşturması gereken terim/kavram çalışmalarının ihmal edildiği; bunun sonucu olarak da Batı Felsefesi ile ilgili Türkçe felsefe terminolojisinde kavram kargaşası oluşturacak kadar bir çeşitlilik bulunduğu tespit edilebilmektedir. Bu durum ise, bir taraftan felsefi/akademik iletişim ve etkileşimin gelişmesine ket vurmakta, diğer taraftan da eğitim-öğretim hayatına yansıyarak özellikle doktora düzeyinde verimli çalışmaların önünü kesmektedir. Bu çalışmada, sözü edilen olgu, modern Batı Felsefesinin en önemli düşünürlerinden Immanuel Kant’ın Türkçeye yapılan çevirilerindeki terminolojik çeşitlilik üzerinden değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla, ilk olarak, Kant felsefesinin zeminini oluşturan temel terimlere ilişkin Türkçede yaşanmakta olan problemler ana hatlarında gösterilmeye çalışılacak; ikinci olarak ise, dökümü yapılan ve sınıflandırılan problemlerin olanaklı çözüm yolları örnek bir kavram çözümlemesi üzerinden tartışılacaktır.