18. Yüzyılda Kandiye’nin Tamiri ve Limanın Temizliğine Dair Bazı Tespitler
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2017Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Eski çağlardan beri birçok medeniyete beşiklik yapmış olan Girit'in, Osmanlı Devleti'nin denizcilik alanındaki gelişmesine paralel olarak 16. yüzyıldan itibaren ilgi alanına girdiğini söylemek mümkündür. 17. yüzyıla gelindiğinde ise Sultan İbrahim, Girit üzerine sefer yapmaya karar vermiştir. 1645 tarihinde Hanya'nın ele geçirilmesiyle başlayan Girit seferi, 1669 tarihinde IV. Mehmed zamanında Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Kandiye şehrini teslim almasıyla tamamlanabilmiştir. Girit'in fethinin tamamlanmasıyla Kandiye, Girit eyaletinin merkezi yapılmıştır. Kandiye'nin Hanya ve Resmo gibi diğer şehirlerden daha büyük bir şehir olması ve doğal bir limanının bulunması buranın önemini daha da arttırmıştı. Fethin akabinde Osmanlı Devleti Kandiye'de imar ve iskân faaliyetlerine girişmiş; kilise gibi dini yapıların camiye tahvil edilmesinin yanında, yıkılmış ve harap durumda olan binaların tamiri gündeme gelmişti. Kandiye'nin ilk tamiri fethin hemen akabinde IV. Mehmed'in emriyle Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde ise şehirdeki binalar, kale duvarları ve liman kışların sert geçmesi, dalga aşındırması ve deprem gibi faktörlerden etkilenmiş ve tamire muhtaç duruma gelmiştir. Bunun üzerine Girit valisi ve Kandiye muhafızı, Hassa mimar halifesi, defterdar ve kadı eşliğinde İstanbul'dan gönderilen bir mübaşirle nerelerin tamire ihtiyaç duyduğu ve ne kadar masraf tutacağını keşif ve muayene defteri hazırlayıp İstanbul'a göndermişlerdir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti şehrin ve limanın tamir edilmesi için Girit'te temini mümkün olmayan malzemelerin yanı sıra usta ve işçiler de göndermiştir. Burada keşif ve muayene defterleri kullanılarak Kandiye'nin 18. yüzyıl boyunca geçirdiği tamir süreci ele alınacaktır Crete had been a cradle for various civilization since the Ancient Times. It became a focal point for Ottoman Empire when their naval was strenghened in the 16th century. In the 17th century, Sultan Ibrahim had decided to make a campaign to Crete. In 1645, Crete campaign started with the capture of Chania but ended in 1669 Mehmet IV’s Grand Vizier Fazıl Mustafa Pasha’s success that obligated to surrender city of Heraklion. Heraklion became the capital of the Crete Province. Heraklion which was a greater city than Chania and Rethymno and has a natural harbour became more important. After the conquest Ottomans have started to public improvement and inhabiting. Place of worships like churches converted to the mosque and repairing of the wrecked buildings had become at the top of agenda. The first repairment of Heraklion had been done by Grand Vizier Fazıl Mustafa Pasha due to order Mehmed IV. In the 18th century, buildings, ramprats and harbour had affected from cold winters, wave erosions an earthquakes and became disrepaired. Thereupon, Governor of Crete, Commander of Heraklion, Representative of the Imperial Architecture Union and (Hassa Mimar halifesi), and kadı and a beadle who came from Istanbul have determined the disrepaired places and total expenses. They prepared an examination registry (muayene defteri) and sent to the Istanbul. So that Ottomans sent some constructors, workmen, and unavaible materials to Crete. In our study, we will examine the 18th century’s reparation in Crete according to keşif (reconnaissance) and muayene (examination) registiries
Cilt
5Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpZNU5qRTRPQT09https://hdl.handle.net/20.500.12440/4919