İman-amel münasebeti bağlamında Ebu Hanife-mürcie mukayesesi ve mürciî anlayışın Sünni pratiğe yansımaları
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2019Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Çalışmamız, iman ve amel münasebetini özellikle Ebu Hanîfe ve Mürcie'nin görüşleri etrafında ele almaktadır. Onlara göre iman, tasdik ve dil ile ikrardır. Ameller ise imana dâhil değildir. İmanın, kalbin tasdiki ve dilin ikrarı olduğu hususunda aynı şeyi savunmalarına karşın Ebu Hanîfe'nin, amel konusunda Mürcie kadar katı ayrımcılığı kastetmediği kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. O, iman-amel arasındaki önemli ve ayrılmaz bağı korumaya çalışmış, imanın bireyi tüm yönleriyle kuşatan, eğiten ve koruyan etkilerine gerekli önemi vermiştir. Buna rağmen "mâsiyetlerin imana zarar vermediğini" iddia eden Mürciîler'den olmak ile itham edilmiştir. Çalışmamızda Ebu Hanîfe'ye atfedilen bu ithamın muhtemel sebeplerine yer verilerek konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Amellerin hafife alınmasına imkân veren Mürciî iman nazariyesinin sonuçları günümüzde de bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma vasıtasıyla iman-amel arasındaki ilişkinin niteliği incelenmiş, Mürciî nazariyenin olumlu ve olumsuz sonuçları araştırılarak günümüz iman-amel anlayışında görülen kayıtsızlığa Mürciî nazariyenin etkisinin olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. 0ur study discusses the relationship of faith and action especially within the scope of Abu Hanifa and Mürcia's opinions. According to them, faith means confirming with the heart, professing through the tongue. On the other hand, actions are not included in faith. Although Abu Hanifa and Mürcia both defend the same opinion that faith means confirming with heart and professing through the tongue, it is understood from Abu Hanifa's own statements that he does not mean such a sharp contrast about action as Mürcia does. He tried to protect the important and inseparable bond between faith and action, gave importance to the effects of faith that surrounds, educates and protects one in all aspects. Despite this, he was charged with being one of the Mürciîs who claim that "disobedience does not damage one's faith". Our study tries to clarify the subject by including possible reasons of this imputation of Abu Hanifa. The results of Murciî iman theory that enables actions to be considered important have become a problem recently, too. Via this study, quality of the relationship between faith and action is analyzed. By investigating the positive and adverse outcomes of Murciî theory, it is tried to determine if Murcî theory effects the indifference that is seen today's faith-action perception or not.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=T1mWGp9MngYYkCSgiJvtVhzkOoEHEPy0RTzQgiby3zgGZ07Hc9D-um8AQwmDiq8hhttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/EkGoster?key=6ZtRe5rnHrr74rjfYBQv_hg70O33t-Y9gwjgmU1e4VTpz78aiGgt0TYvkWsuxI4r
https://hdl.handle.net/20.500.12440/2714
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [611]