Ülkemizdeki bulaşıcı hastalık bildirimlerinin afet yönetimi açısından incelenmesi
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2019Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Bu araştırma; ülkemizin yakın geçmişinde (1956 – 2017) maruz kaldığı bulaşıcı hastalıkları inceleyerek, gelecekteki olası bir afetin zararlarını en aza indirmek için yapılması gerekenler konusunda yol göstermesi amacıyla planlanmış bir çalışmadır. Bulaşıcı hastalıklar, önemi itibariyle birçok çalışmaya konu edilmiş ve üzerinde sayısız araştırma yapılmıştır. Ancak ülkemizde salgınların epidemiyolojisiyle beraber bu olayları nasıl baş edilemez bir afete dönüştüğü ve yıkıcı etkilerinin ne şekilde en aza indirilebileceğine dair çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu nedenle bu tez afet yönetimi bakış açısıyla bulaşıcı hastalıkları inceleyen ilk çalışma niteliğini taşımaktadır. Çalışmamızın temel verileri Sağlık Bakanlığının 1956-2017 yılları arasındaki istatistik yıllıklarından elde edilmiştir. Bu yıllıklardan bulaşıcı hastalıkların vaka sayıları elde edilmiş, insidans hızları yıllara göre hesaplanmıştır. Ülkemizde bulaşıcı hastalıkların neden olabileceği afetlerin önceden belirlenmesi ve önlem alınabilmesi için 23 bulaşıcı hastalık, afet yönetimi açısından değerlendirilmiştir. Ülkemizde bugüne kadar yayınlanan sağlık istatistik yıllıkları incelendiğinde, eski yıllara ait yıllıklarda bulaşıcı hastalık verilerine daha çok önem verildiği ve eski yıllara ait verilerde eksik olmadığı görülmektedir. Eski tarihli yıllıklarda; hastalığın salgın yaptığı yıllara, hastalığa yapılan mücadelede uygulamalara ve aksayan yönlere, hastanede yatıp tedavi gören ve hastanede hayatını kaybeden vakalara ait verilere yer verilmekte, iller ve mevsimler bazında daha detaylı bilgiye de ulaşmak mümkündür. Ancak son yıllara ait istatistik yıllıklarında sınırlı sayıda hastalık için az sayıda veri yayınlanmaktadır. Verisi yayınlanan bulaşıcı hastalık sayısı azaltılarak 4'e (AİDS, Kızamık, Sıtma ve Tüberküloz) indirilmiştir. Güvenilir olmadığı gerekçesiyle bu verilerin istatistik yıllıklarında yer almaması afet yönetimi açısından bulaşıcı hastalıklara dair tehlike ve risk analizlerinin yapılmasını ve afet planlarının gerçeğe uygun bir şekilde hazırlanabilmesini zorlaştırmaktadır. Yasal zorunluluk olmasına rağmen; ülkemizde, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıkların veri bildirileri yeterli düzeyde değildir. Eksik veriler, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede uygun stratejilerin belirlenmesini engellemektedir. Sağlık Bakanlığı istatistik yıllıkları incelendiğinde 1956-2017 yılları arasında en çok bildirimi yapılan 3 hastalık; tüberküloz, sıtma ve kızamıktır. 1956 – 2017 yılları arasında bildirilen toplam tüberküloz vaka sayısı 1.619.779, ortalama yıllık vaka sayısı 26.125 ve ortalama insidans hızı da 51 (yüz binde) olarak tespit edilmiştir. İnsidansın en yüksek olduğu dönem 1960 – 1969 yılları arasıdır. Bu yıllar arasında yıllık ortalama vaka sayısının 48.264 ve insidans hızının da 156 (yüz binde) olduğu tespit edilmiştir. Ölüm verilerinin yer aldığı yıllar esas alındığında fatalite hızı %5,9 olarak hesaplanmıştır. Tüberkülozun önlenebilir bir hastalık olduğu göz önüne alınırsa bu ölüm oranı kabul edilemez düzeydedir. 1956 – 2017 yılları arasında toplamda 1.205.716 sıtma vakasının bildirildiği, yıllık ortalama vaka sayısının 19.447 olduğu ve ortalama insidans hızının da 38 (yüz binde) olduğu tespit edilmiştir. Sıtma insidansının 1994 yılından sonra azalmaya başladığı ve son yıllarda 0'a (yüz binde) düştüğü tespit edilmiştir. 2017 yılında sadece 214 vaka bildirilmiştir. Sıtma insidans hızının en yüksek olduğu dönem 1980 - 1989 yılları arasıdır. 1956 – 2017 yılları arasında bildirilen kızamık vakalarının ortalaması yıllık 17699 vaka ve insidans hızı da 35 (yüz binde) olarak tespit edilmiştir. Kızamık insidansının en yüksek olduğu dönem 1960 – 1970 yılları arasıdır. Bu yıllarda insidansın ortalama 107 (yüz binde) olduğu tespit edilmiştir. Kızamığın 1993, 2001 ve 2013 yıllarında yeniden pik yaptığı ancak insidansın 2010-2017 yılları arasında 1'e (yüz binde) düştüğü tespit edilmiştir. Avrupa'da oluşan salgınlar ve ülkemize gelen göçmenler ülkemiz için kızamık salgını açısından bir risk oluşturmaktadır. Ülkemizdeki bulaşıcı hastalık insidanslarının azaltılması ve salgınların önlenmesi açısından etkili ve kapsamlı bir sürveyans, erken yanıt ve müdahale altyapısı oluşturulması önerilmiştir. This research; It is a planned study to examine the infectious diseases that our country is exposed to in the recent history (1956 - 2017) and to provide guidance on what should be done to minimize the damages of a possible disaster in the future. Infectious diseases, have been subject to many studies in terms of their importance and numerous researches have been carried out. However, with the epidemiology of outbreaks in our country, how these events turn out to be an unbearable disaster and there is little to say how the destructive effects can be minimized. For this reason, this thesis is the first study examining infectious diseases from the perspective of disaster management. The basic data of our study were obtained from the yearbooks of the Ministry of Health in the years 1956-2017. The case numbers of infectious diseases were obtained from these yearbooks, and the incidence speed were calculated according to years. 23 infectious diseases have been evaluated in terms of disaster management in order to determine and prevent the possible disasters caused by communicable diseases in our country. When the yearbooks health statistics published in our country are analyzed, it is seen that the infectious disease data are given more importance in the previous years and it is not missing in the previous years' data. In old dated yearbooks; years of outbreak of the disease, applications and disruptions in the fight against disease, hospitalized and treated and the data of cases lost in the hospital are given place, more detailed information on the basis of provinces and seasons can be reached. However, in recent years, a small number of data are published for a limited number of diseases. Data were reduced to 4 (AIDS, Measles, Malaria and Tuberculosis) by reducing the number of infectious diseases. The fact that these data are not included in the statistical annuals on the grounds that they are not reliable makes it difficult to carry out the risk and risk analysis of infectious diseases in terms of disaster management and making disaster plans difficult to prepare in a fair way. Although there is legal obligation; In our country, the notification of infectious diseases is not sufficient. Incomplete datas prevent the identification of appropriate strategies in combating infectious diseases. When the statistics of Ministry of Health were examined, 3 diseases which were reported the most between 1956-2017; tuberculosis, malaria and measles. The total number of tuberculosis cases reported between 1956 and 2017 was 1.619.779, the average annual number of cases was 26.125 and the average incidence rate was 51 (one hundred thousand). The highest incidence was between 1960 and 1969. Between these years, the average number of cases per year was 48.264 and the incidence rate was 156 (one hundred thousand). Fatality rate was calculated as 5,9% based on the years of death data. Considering that tuberculosis is a preventable disease, this mortality rate is unacceptable. A total of 1,205,716 cases of malaria were reported between 1956 and 2017, with an average annual incidence rate of 19,447 and a mean incidence rate of 38 (one hundred thousand). The incidence of malaria started to decrease after 1994 and it has been determined that it has decreased to 0 (one hundred thousand) in recent years. In 2017 only 214 cases were reported. The highest incidence rate of malaria was between 1980 and 1989. The mean number of measles cases reported between 1956 and 2017 was 17699 cases per year and 35 (one hundred thousand) in incidence rates. The highest incidence of measles was between 1960 and 1970. The mean incidence was 107 (one hundred thousand) in these years. Measles peaked again in 1993, 2001 and 2013 but the incidence decreased to 1 (one hundred thousand) between 2010-2017. The epidemics in Europe and the immigrants coming to our country pose a risk for the epidemic of measles for our country. It has been proposed to establish an effective and comprehensive surveillance, early response and intervention infrastructure in order to reduce the incidence of infectious diseases and prevent outbreaks in our country.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=T1mWGp9MngYYkCSgiJvtVm4lJ7q5U_BVOsSygggNFt_LOdfqFrw48Os5lNiCuICThttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/EkGoster?key=6ZtRe5rnHrr74rjfYBQv_huLqY19FdZuInkNoc76lg2DS3qczKiBWAQyvkfVMTeL
https://hdl.handle.net/20.500.12440/2460
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [611]