GÜMÜŞHANE İLİNİN EKOTURİZM POTANSİYELİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Abstract

Turizme erken açılmış bazı kıyı bölgelerimiz hariç, henüz Türkiye’nin pek çok bölgesinde doğa bozulmamış ve bakirdir. Dolayısıyla ülkemiz, özellikle endemik türler açısından dünyada eşine az rastlanır bir zenginliğe sahiptir. Buna sosyo-kültürel değerler de eklenince, Türkiye ekoturizm konusunda oldukça yüksek bir potansiyele sahip olmaktadır. İnsanoğlu olarak bu potansiyeli değerlendirip geliştirmek hepimizin sorumluluğudur. Ülkemizde turizm aktivitelerinin neden olduğu tahribattan ilk etkilenen çoğunlukla bakir doğal çevredir. Sürdürülebilir turizm anlayışının bir türlü hakim olamadığı ülkemizde turizmden milyonlarca dolar gelir elde edelim derken doğal kaynaklarımızı maalesef hiç acımadan tüketiyoruz. Oysa turizmi doğal çevreye zarar vermeden de icra edebilmenin yolları vardır. Örneğin, bizim gibi turizm ekonomisini kitlesel turizm üzerine kurmuş ülkelerin yeni arayışlara yöneldiği bir dönemde, ekoturizm ciddi bir alternatif olabilir.Çünküülkemiz zengin coğrafyası ile doğa turizmi türleri açısından büyük bir kapasiteye sahiptir. Doğaya dayalı turizm olarak tarif edilen, çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahat ve konaklama biçimi olan ve genellikle küçük gruplar halinde yapılan ekoturizm açısından Gümüşhane ilinin zengin bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada, Gümüşhane ilinde uygulanan ve uygulanması mümkün olan ekoturizm faaliyet türleri belirlenerek değerlendirilmiş ve mevcut ekoturizm potansiyelinin nasıl geliştirilebileceğine yönelik önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, Gümüşhane ilinin doğası ve iklim özellikleri nedeniyle kış turizmine, mağara turizmine, yayla turizmine uygun olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, özel ilgilere hitap eden foto safari etkinlikleri, rafting, dağ bisikletçiliği, kamping, yaban hayatı, yürüyüş (trekking) vb. faaliyetlerin yapılabileceği alanlara sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanısıra, kültür turizmi ve inanç turizmine uygun doğal ortamlara sahip olduğu sonucuna varılmıştır.