Bilimsel İlerleme ve Metot Kavramı Üzerine: Karl Popper ve Thomas Kuhn
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2009-04Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
Pek çok filozof, bilimin kendine has metoduna başvurması sebebiyle onun politika, felsefe, sanat ve din gibi diğer insani kültür alanlarından şaşırtıcı derecede ayrıldığını iddia etmişlerdir. Pozitif bilginin kazanılması ve sistemleştirilmesi, birikimli ve ilerleyen insani faaliyetler olarak düşünülmüştür. Fakat bazı bilim filozofları, bilimsel birikerek arttığı görüşüne meydan okumuşlardır. Onlar için, bilimsel ilerleme sürekli birikimle değil, ancak eski fikirleri terk ederek tamamen yeni fikirlere adapte olan devrimci nitelikte bir süreçledir. Thomas Kuhn, bu tür bilimsel ilerleme modelinin güçlü savunucularından biridir. Bu makalede her şeyden önce, Popper’ın tümevarım sorununun çözümsüz olduğu iddiasına yer vereceğiz. Ona göre, bilim doğrulamalarla değil, ancak tahmin ve çürütmelerle ilerler. İkinci olarak, Kuhn’un aslında bilim adamlarının gözlem ve deney yoluyla bilginin dereceli olarak arttığını savunan deneyciliğin reddi hususunda Popper’i nasıl takip ettiğini tartışacağız. Ayrıca burada, Kuhn’un aslında, bilimsel teorilerin, sonuçları deneyle sınanarak yanlışlanabileceğini savunan Popperci yaklaşımı reddi de değerlendirilecektir. Bu çalışmanın genel amacı, bu zamana kadar ortaya konan bilimsel ilerleme tanımlarının hiçbirinin birbiri ile uyuşma içinde olmadığını ve onların her birinin, bizim bilimin tabiatını anlamamız adına çok farklı çıkarımlara sahip olduklarının göstermeye çalışmaktır. Bilimsel ilerleme bazı bilimsel yöntemlerin uygulanmasıyla mümkündür. Ancak, bu zamana kadar önerilen bilimsel yöntem ya da yöntemler bilimin bünyesindeki progresif gelişmeleri açıklamada yetersiz kalmışlardır