Barış Eğitiminin Teorik Zemininde Felsefenin Önemi
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2018Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
Küresel anlamda yaşanan savaş, çatışma ve ayrımcılık gibi durumlar insanlığın geleceği adına kaygı verici boyutlardadır. Gelecek nesillere barışçıl bir dünya emanet edebilmenin yolu barış eğitiminin önemsenmesinden geçmektedir. Ancak barış eğitiminin okul müfredatlarında yer almasından önce dersin teorik yapısı hususunda belirsizliklerin olduğu dikkat çekmektedir. Söz konusu belirsizliğe istinaden bu çalışmada, barış eğitiminin teorik yapısının oluşumunda felsefeden hangi kazanımların sağlanabileceği tartışılmaktadır. Bu çerçevede öncelikle insani anlamda barış eğitiminin niçin önemsenmesi gerektiği ele alınmaktadır; ikinci adım da ise filozofların barışın sağlanması hususunda ileri sürdükleri bazı teorilerine yer verilmektedir. Üçüncü adımda ise bu düşüncelerden barış eğitimi adına hangi kazanımların elde edilebileceği irdelenmektedir. Özellikle akıl-barış ilişkisi, insan hakları ve barışın mutlak bir değer olarak görülmesi anlayışı söz konusu eğitimin teorik yapısının teşekkülünde başvurulacak değerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Son tahlilde ise mevcut analizler üzerinden bazı tespit ve önerilere ulaşılmaya çalışılmaktadır. The problems of war, conflict, discrimination which were suffered globally are in the level of concern for the future of the humanity. The way of leaving a legacy of peaceful world to the following generations may be possible to attache importance to peace education. The ambiguities about theoretical background of peace education draw attention before it is placed on the schools’ curriculums as a lesson. This work discuss how philosohpy contribute to establish the theoretical body of peace education against the said ambiguities. In this framework, firstly, it is addressed why it is necessary to give importance to peace education; Secondly, some theories which were argued by philosophers for peacebuilding are articulated. Thirthly, it is analysed what sort of acquisitions from those thoughts on behalf of peace education. Particularly the relationship of intelligence-peace, human rights and the understanding of adoption of peace as an absolute value come out as values so as to establish the theoretical body of the mentioned education. In conclusion, it is tried to provide some deductions and suggestions through the current analyses.
Volume
6Issue
Özel SayıURI
https://doi.org/10.18795/gumusmaviatlas.484833https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXprMk1EY3dNQT09
https://hdl.handle.net/20.500.12440/5136