Enerji nakil hattı projelerinin uygulanmasında arazi mülkiyetinin kazanılması sürecinin değerlendirilmesi
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2021Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
ENH (Enerji Nakil Hattı) projeleri hazırlanırken başta ekonomik, çevresel ve güvenlik gibi konular dikkate alınarak ENH’nın geçirileceği araziler belirlenmektedir. ENH projelerinin hayata geçirilebilmesi belirlenen bu arazilerin mülkiyetinin kazanılması süreci sonrasında mümkün olmaktadır. Bu çalışmada, ENH projelerinin uygulanmasında arazi mülkiyetinin kazanılması süreci değerlendirilmektedir. Veriler incelendiğinde, son bir yılda ENH ile ilgili açılan dava sayısının 15759 ve beş yıllık dönemde arazi malikleriyle mahkemesiz uzlaşma oranının %13 olduğu görülmektedir. Dava sayısının fazla, uzlaşma oranının düşük olmasındaki en büyük etken ENH’nın geçirileceği arazi için ödenecek bedelin belirlenmesindeki taşınmaz değerleme çalışmalarıdır. Referans alınan değerleme yöntemleri, ölçütler ve oranlar sonucunda belirlenen arazi değeri çoğu durumda gerçek değeri yansıtmadığından arazi sahipleriyle uzlaşma sağlanamamaktadır. En ideal çözümün yasal boyutta, taşınmaz değerleme faaliyetlerini tek başına düzenleyen bütüncül bir değerleme yasasının hazırlanması, kurumsal boyutta kadastronun taşınmaz değerlemeyi de içermesi ve teknik boyutta güncel alım-satım değerleriyle birlikte taşınmaz özelliklerinin bir arada yönetilebileceği bir veri tabanının oluşturulması olduğu değerlendirilmektedir. While preparing PTL (Power Transmission Line) projects, the land where the PTL is crossing is determined by considering criteria such as economy, environment and security. The realization of PTL projects is possible after acquisition of property of these lands. In this study, the process of acquisition land property in the implementation of PTL projects is evaluated. When data are examined, it is seen that the number of lawsuits filed against the PTL in past year was 15759 and rate of non-court settlement with land owners in the five-year period was 13%. The main factor for the high number of lawsuits and low settlement rate is real estate valuation studies in determining the price to be paid for land to which the PTL will be established. As land value determined as a result of valuation methods, criteria and rates referenced does not reflect real value in most cases, no agreement can be reached with the land owners. It is considered that most ideal solution from a legal point of view is to prepare a holistic valuation law that regulates real estate valuation activities, from an organizational point of view is to set a connection between cadastre and real estate valuation and from a technical point of view is to set-up a database which enables managing properties of real estates and their up-to-date values.
Volume
6Issue
3URI
https://doi.org/10.29128/geomatik.733149https://app.trdizin.gov.tr/makale/TkRFM05UWTBOQT09
https://hdl.handle.net/20.500.12440/4913