“SÜBHÂNEKE DUASI ‘VE CELLE SENÂÜKE’ İLE BERABER” -BİR UYGULAMANIN FIKHÎ ARKA PLANI
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2016Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
Bu makalede, ülkemizde cenaze namazının kılınışına ilişkin bir uygulamanın fıkhî dayanağı ve arka planı ele alınmaktadır. Dinî öğretim esnasında "Sübhâneke" duası öğretilirken "ve celle senâüke" kısmının sadece cenaze namazında okunacağı belirtilmekte ve cenaze namazı kılınmadan önce bu namazın kılınışı anlatılırken, "ilk tekbirin ardından Sübhâneke duâsının 've celle senâüke' ile birlikte okunacağı" söylenmektedir. Hâlbuki 've celle senâüke' cümlesi, hadis ve fıkıh ilimleri açısından muteber sayılmayan bir yolla nakledilmiştir. İlk dönem âlimlerinin bazısı bütün namazlarda okuyan kişinin nehyedilmeyeceğini, okumayana ise okumasının emredilmeyeceğini söylemiştir. Kimi âlim ise, sadece nafilelerde okunabileceğini, bazısı bütün namazlarda terkinin evlâ olduğunu, kimisi ise okunmasının mekruh olduğunu söylemiştir. Ancak İbrahim Halebî, sadece cenaze namazında okunacağını söyledikten sonra meseleye farklı bir boyut eklenmiş, rivayet yönlü değerlendirmeler adeta gölgede kalmıştır In this article, the Islamic judicial basis and the background of the practice regarding performing funeral prayer in our country is dealt with. In religious teaching, when taught the du`a “Subhanaka”, it is mentioned that the part “wa jalla thanâuka” is said only in funeral prayer and it is said just before the prayer and after the first takbeer along with “wa jalla thanâuka of the du`a subhanaka”. However, the sentence “wa jalla thanâuka” has been narrated through an unacknowledged way in terms of hadith and fiqh sciences. Some of the first period scholars stated that there is no order or prohibition about whether or not it is said in all prayers; some others claimed that it can be said only in some supererogatory prayers; some asserted that it should be abandoned and some others mentioned that saying it is makruh. However, Ibrahim Halebî, after he indicated that the du`a is said only in funeral prayer, added a new dimension on the issue and then narrative-based judgements have simply kept in the shade