Saf Aklın Eleştirisi’nde Nedensellik Antinomisi ve Özgürlük Problemi
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2018Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
Bir bütün olarak Kant fikriyatının hedefi, aklın tanımaya (erkennen) yönelik saf kullanımı ile aynı yetinin eylemde bulunma îtibâriyle düşünmeye (denken) yönelik saf kullanımının birlik içerisinde nasıl mümkün olduğunu temellendirmekten oluşur. Aklın ilk türdeki kullanımı teorik, ikinci türdeki kullanımı pratik olarak adlandırılırken; ilk kullanımın nesneleri bilinenler, ikincisininki ise düşünülenler diye nitelendirilir. Kant sistemi gereği mezkûr yetinin iki farklı türdeki kullanımının, hem transendental bir yanılsamaya (Schein) düşmeden hem de transendental bir birlik içerisinde gerçekleşmesini sağlayan meşru bir zemîni bulunmalıdır. Bu çalışmada, Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’nde bahsedilen zemînin kurucu unsurlarından biri olarak geçen nedensellik antinomisi ve bağlı olarak özgürlük probleminin nasıl çözüldüğü “Sinn” ve “Bedeutung” mefhumları eksenide tartışılacaktır. The aim of Kant’s philosophical thought as a whole rests on establishing a firm system about a sempiternal bi-polar problem: how is possible of the faculty of reason in its pure use addressed to cognition (erkennen) and how is possible for the same faculty in its pure use addressed to acting in respect of thinking (denken) in unison? The first use of reason is called theoretical while the second one is practical. It is also described that the objects of theoretical reason are phenomena while the objects of practical reason are noumena. There must be a legitimate ground for the sake of these two different uses of reason without collapsing the transcendental illusion (Schein) as well as enable a transcendental unity due to the restrictions of Kant’s philosophical taxonomy. In this study, how analysed the problem of antinomy of causality and the matter of freedom related with this issue in the Critique of Pure Reason as a constitutive background of mentioned case will be discussed within the axis of notions of “Sinn” and “Bedeutung.”
Volume
0Issue
30URI
https://doi.org/10.20981/kaygi.410562https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpreU9UTXdNQT09
https://hdl.handle.net/20.500.12440/4448