Markanın Fıkhî Hükümleri
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2018Access
info:eu-repo/semantics/openAccessMetadata
Show full item recordAbstract
Marka; fıkıh için yeni bir olgudur. Bununla birlikte onu fıkhî açıdan ele almak ve onunla ilgili hükümleri tespit
etmek mümkün hatta gereklidir. Zira fıkıh ilmi, yükümlülerin hayatlarını yönlendiren, fiillerinin hükmünü tespit eden
bir ilimdir. Marka meselesini fıkhî açıdan iki yönü itibariyle incelemek uygun görünmektedir. Birincisi markanın manevî haklardan olması, ikincisi ise marka değerinin fiyata yansıtılmasıdır. Bu iki yönün, marka kavramının kullanımına da uygunluk arz ettiği söylenebilir. Birincisi “bir kişi ya da bir grup üreticinin ya da satıcının mal ve hizmetlerini tanıtmaya,
rakiplerinden ayırt etmeye ve farklılaştırmaya hizmet eden isim, logo, kavram, sözcük, simge, tasarım, resim ve bütün bunların bileşkesi olan somut ve soyut bir kavram” şeklinde tanımlanan hukuki yönüdür. Diğeri ise gerek kalite, gerekse dürüst bir çalışma ve iş hacmi sembolü olarak marka hakkına sahip kişi veya kişileri tanıtan bazı soyut anlamlar yüklenen,
müşterilerine maddi menfaatin ötesinde bir şeyler vadeden işaretler anlamında kullanılan ve daha çok “pazarlama” alanıyla ilgili olan boyutudur.