MÛSÂ CÂRULLÂH’IN (1875-1948) YAPTIĞI TATARCA KUR’ÂN TERCÜMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2016Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Bu çalışmada Tatar Türklerinden Mûsâ Cârullâh'ın yıllardan beri kayıp meal olarak bilinen Kur'ân-ı Kerîm: Tercüme-i Şerîfe ya da Kur'ânı Kerim'in tatarca tercümesi adlı eserini inceleme konusu edindik. Zira Cârullâh, yaşadığı dönemde sadece doğduğu topraklarda kalmamış, Hindistan'dan Finlandiya'ya, Sibirya'dan kuzey Afrika'ya kadar geniş coğrafyada adından söz ettiren önemli bir şahsiyettir. Hayatının her safhasında Müslümanların karşılaştıkları sorunları Kur'ân ve sünnet çerçevesinde çözmeye çalışan biri olması açısından onun yaptığı Kur'ân tercümesi araştırmaya değer bir nitelik taşımaktadır. Bilindiği üzere Cârullâh'ın kelam, tefsir ve tefsir usulünün bazı konularına yaklaşımı araştırmanın dışında bırakılmıştır. Ancak yaptığımız çalışma sonunda anlaşılacaktır ki Cârullâh'ın yaptığı bu tercüme onun özgünlüğünü pek yansıtmamaktır. Kendi ifadesine göre tercümeyi yaparken eski tefsir kaynaklarından kapsamlı bir şekilde yararlanmış ve lafızların açık delaletinden öteye gitmemiştir. İncelediğimizde eserde klasik tefsir kaynaklarının etkileri açık bir şekilde görülecektir. Tartışmalara kapı aralayacak yaklaşımlardan uzak durmuştur. Her ne kadar kelmî ve fıkhî tartışmalara girmese de hurufu mukattaaların izahını yapmaya çalışması eser için bir yenilik sayılabilir. Besmelenin Kur'an'dan bir âyet sayılıp sayılmaması mesele ve bu konudaki Carûllah'ın yorumu kendi içinde tutarsızdır. Eser, dili bakımından kendinden öncekilerin yaptıkları tercümelerin aksine gayet akıcıdır. Ayetlerin manalarını ifade ederken kırık cümleler kullanmak yerine tam cümle yöntemi kullanmıştır.Eseri şekil açısından incelediğimizde ayetlerin numaralandırılması konusunda bazı hataların olduğu görülecektir. Bu hatalar doğal olarak surelerin âyet sayılarına yansımaktadır The interpretation of the Quran in the Tatar language, known as the lost interpretation since the years, by Musa Carullah of Tatar Turks has been studied in this paper. Because, Musa Carullah was widely influential in not only his lands, but also the broad geography from India to Finland; from Siberia to the North Africa in his era. His interpretation of the Quran is deserved to be studied for that he was a personality trying to solve the problems of the Muslims in the light of the Quran and Sunnah at every phase of his life. As known, approach of Musa Carullah to some topics of Kalam (science of discourse), Tafsir (interpretation of the Quran) and the Usûl al-Tafsir (method of interpretation) was beyond the research. According to his own expression this study that his interpretation of the Quran doesn’t reflect general characteristics of his other works. When we examine it, the effects of classical sources of tafsir in the work will be clearly seen. Although it is said that it will not enter into discussions about kelamî and fıkhî trying to explain huruf-ı muqattaa is a novelty for the work. Briefly, as expressed by him, he benefited comprehensively from all the previous Tafsir sources and didn’t go beyond the literal meaning of the words. He remained far from the approach which could cause dispute. In the linguistic regard, the language of his interpretation is more fluent than that of the past interpretations. He has used complete sentences rather than broken sentences in his interpretation. When we examine it in terms of man-made form, it will be seen that there are some mistakes in the numbering of the verses. These mistakes are naturally reflected in the verse numbers of the surahs.
Cilt
11Sayı
17Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpnd056YzRPQT09https://hdl.handle.net/20.500.12440/4595